Cuma hutbesinin bu haftaki konusu: Kuran’ın en büyük mucizesi
İsveç ve Hollanda’daki provokatif eylemde Kur’an’ın hedef gösterilmesi Cuma hutbelerinde de yer aldı.
Her cuma olduğu gibi bu hafta da yüzbinlerce Müslümanın katıldığı Cuma namazına Diyanet’in belirlediği hutbede mukaddes kitabın mucizeleri anlatıldı.
Diyanet İşleri Başkanlığı Din Hizmetleri Genel Müdürlüğü hutbesinin başlığı. “Kuran’ın En Büyük Mucizesi”olarak ilan edildi.
Kuran’a zarar vermeye çalışanların bu girişimlerine karşılık olarak hutbede Kuran’ın Allah’ın bize gönderdiği ilahi bir mesaj olduğuna dikkat çekildi.
Öte yandan Kuran’ın Müslümanların en büyük mucizesi ve hazinesi olduğundan bahsedilmiştir.
Sevgili Müslümanlar!
Cuma hutbesinde şu sözler yer aldı:
Okuduğum âyet-i kerimede Cenab-ı Hakk buyuruyor ki: “Elif Lam Ra. Bu Kur’an, Allah’ın izniyle insanları karanlıklardan nura çıkarasın diye sana indirdiğimiz bir kitaptır…”(1)
Okuduğum hadis-i şerifte Peygamberimiz (sav) şöyle buyurmaktadır: “Sözlerin en doğrusu Allah’ın Kitabıdır; Hidayetin en hoşu, Muhammed (sav)’in hidayetidir.
Sevgili Müminler!
Yüce kitabımız olan Kuran-ı Kerim, Cenab-ı Hakk’ın tüm insanlığa gönderdiği son ilahi mesajdır. O, indirildiği andan itibaren kıyâmete kadar tüm insanlık için her alanda kutsal bir metin ve dinî, hukukî ve ahlâkî alanlarda ilâhî bir rehberdir. Rabbimiz’in kullarına olan sonsuz şefkat ve merhametinin en büyük tecellisidir. Alemlere rahmet olarak gönderilen Sevgili Peygamberimizin (sav) en büyük mucizesidir. Kur’an’ın hükmü kıyamete kadar ebedîdir. Tek bir harf bile değişmedi ve değişmeyecek. Çünkü Kuran, ilahi ve beşeri ölçülerle Rabbimiz’in koruması altındadır ve O’nun vaadi haktır: Elbette biz de onun koruyucusuyuz.”
Sevgili Müslümanlar!
Kuran, tüm insanlığı hidayet ve sonsuz kurtuluşa davet etmektedir. Bize Rabbimiz’e, çevremize ve tüm evrene karşı görev ve sorumluluklarımızı öğretir. İslam’ın hayat veren hükümlerini açıklar. İlim ve hikmetin, liyakat ve hoşluk yollarını gösterir. Barış ve sükunet, adalet ve bir arada yaşama unsurlarını iletir. İnsanın şeref ve haysiyetini, hak ve hürriyetini mukaddes saymasını emreder.
Sevgili Müminler!
Kuran’ı kendine rehber edinen Müslümanlar, tarih boyunca farklı inanç ve kültürlerle barış ve huzur içinde yaşamanın en güzel örneklerini sunmuşlardır. Farklı din mensupları, Müslümanların idaresi ve müdafaası altında dinlerini özgürce icra ettiler. Yüce Rabbimiz لَٓا اِكْرَاهَ فِي الدّ۪ينِ “Dinde zorlama yoktur”(4) buyurarak herkese inanç özgürlüğü vermiştir. İslam medeniyetinde oburların inancına hakaret, mukaddes olana zarar yoktur. Bu konu Kuran’da şöyle anlatılır: “Allah’tan başka tapanlara sövmeyin; Sonra da cehaletten haddi aşarak Allah’a sövüyorlar.”
Sevgili Müslümanlar!
Son günlerde Kuran’a ve İslam’a yönelik nahoş saldırılar sadece Müslümanlara yönelik değil, insanlığın ve toplumsal barışın tüm ortak bedellerini hedef almaktadır. Özgürlük kisvesi altında insan onurunu zedelemek, kutsal bedellere saldırmak, hak ve hukuku inkâr etmek normalleştirilemez. İfade özgürlüğü, hiçbir inanca veya mensuplarına hakareti masum kılamaz. Özgürlük, kimseye oburun hakkını ihlal etme yetkisi veremez. Aksine özgürlük, herkesin inanç ve düşüncelerine saygı duymayı, tüm farklılıklara rağmen oburların hak ve kanunlarına uymayı gerektirir. O halde imanımıza ve mukaddes değerlerimize yönelik bu tür menfur saldırılara karşı durmak sadece Müslümanların değil tüm insanlığın ortak görevidir.
Sevgili kardeşler!
İslam’a ve onun engin değerlerine yönelik saldırılara verilecek en güzel cevap, yüce dinimiz İslam’ı en doğru şekilde öğrenmek ve temsil etmektir. Bu nedenle Kuran’ı okumak, anlamak, yaşamak ve yaşatmak için daha çok çalışmalıyız. Onun hayat veren ilkelerini, hak ve adalet anlayışını, sevgi ve barış mesajlarını tüm insanlığa hikmetli bir dil ve hoş bir üslupla ulaştırmak için daha çok çaba göstermeliyiz. Hutbemi Yüce Rabbimizin şu ayetiyle bitiriyorum:
يُر۪يدُونَ لِي طْفِؤُُ۫ا نُورَ ا للِّ بِاَفْوَاهِهِمْ وَا للُّ مُتِ مُ نُورِه۪ وَرََو َ
“Ağızlarıyla Allah’ın nurunu söndürmek istiyorlar. Kâfirler hoşlanmasa da Allah nurunu tamamlar.”